Genç kadın perişan bir halde binadan çıkar, şok halinde kendi dairesine varır. Evinde bir hırsızlık olmuş gibi arbede vardır. Banyoya girer, küvetinde kanlar içindeki bir cesetle karşılaşır. İyice kendini kaybeden kadın evden çıkar, sokakta, durumundan şüphelenen polis tarafından gözaltına alınır. Kadının üzerinde New York’un ünlü avukatlarından birinin kartı bulunur. Kartın sahibine ulaşan polis, gözaltındaki kadının kimliğini ortaya çıkarır. Polis, kadının evine girer, küvetteki cesedi bulur ve kadın artık cinayetle suçlanmaktadır.
Bu başlangıcın klasik cinayet/polisiye dizisi havası verdiğine aldanmayın. Çünkü “Damages'in orjinalliği bu sahneden sonra başlıyor.
Son derece tecrübeli ya da bir şey bilmeyen çaylak avukatlar, zengin işadamları,kaçan/ kaçırılan/susturulan tanıklar, adaletli/adaletsiz yargıçlar, cinayet, ihanet, rüşvet, intihar, kan, şöhret ve çarpıcı olarak da hırs… Hepsinin ustalıkla kesişimine Glenn Close da eklenince dizi tadından yenmiyor.
Zengin, tecrübeli,başarılı,tuttuğunu koparan ve bunun için her yolu deneyen hırslı bu avukat kadın rolü insana, ‘iyi ki avukat olmamışım’ dedirtecek performansta. Bilhassa hukuk fakültelerinde ayrıca tiyatro ve sinema derslerinde okutulacak cinsten desem abartmış olmam. Patty'nin (Glenn Close) aklından geçenleri anlamak imkansız, sakin ve soğukkanlı konuşmaları, dalga geçerken ki, azarlarken ki mimikleri ve bakışları inanılmaz…
‘Herkesin ama herkesin birinden veya herkesten sakladığı bir sırrı var. Ama herkesin…’
Diğer başrol Rose Byrne’ın Glenn Close’un gölgesinde kalmamış olması da başarısını kanıtlar derecede. Tecrübeli avukatın yanında, köpek balıklarının yüzdüğü havuzda yüzme öğreniyor gibi, avukatlık mesleğinin sırlarını öğreniyor. Ayrıca “The O.C.”den hatırlayabileceğimiz Tate Donovan, Patrica’nın ikinci adamı rolünde ve onun tüm karanlık işleriyle ilgileniyor. Dizinin üzerine odaklandığı Frobisher davasındaki kilit isim Arthur Frobisher rolünde ise “Cheers” yıldızı Ted Danson var.
Sıradan hukuk dramalarından bir hayli farklı bir kulvarda kendine yer bulan “Damages”, sahip olduğu başarılı oyuncu kadrosu, ilgi çeken konusu ve yapısının temelini oluşturan muhteşem kurgusuyla kesinlikle izlenmeyi hak ediyor.
İyinin içinde kötülük, kötünün içinde iyilik var bu dizide.
Aldığı ödüller:
2008 Altın Küre: En İyi Kadın Oyuncu (Drama) - Glenn Close
2008 Emmy: En İyi Kadın Oyuncu (Drama) - Glenn Close
2008 Emmy: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Drama) - Zeljko Ivanek
3.sezon finalini yeni yapmış olan dizinin 4.sezonu çekilip çekilmeyeceği tartışmalı ancak bu kadar kaliteli bir dizi hakkında bu kadar az söz ediliyor ve izleniyor olması da ayrı bir güzellik; diziden anlayan, anlıyor…
Bu arada çoğunluk tarafından yalancılıkla eşdeğer tutulan avukatlık mesleği ile ilgili güzel bir hikaye geldi aklıma;
Yer İngiltere. Bir kaç yüzyıl öncesi. Adamın biri cinayetten içeri atılır.Bir avukat bulunur adama. İlk görüşmelerinde avukat "merak etme seni kurtaracağım"der. Adam da avukata güvenir ve mahkemeye çıkar.
Karar: İdam.
Adam avukata kızar, köpürür. "Hani beni kurtaracaktın?" der. Avukat da "sen merak etme, bu daha bir şey değil. Temyiz var. Seni kurtaracağım" der. Dava temyize gider.
Karar: İdam.
Adam yine avukata döner ve sorar. "Hani temyizde beni kurtaracaktın?". avukat gayet sakindir. "Dur daha, bu karar avam kamarasında oylanacak. Seni kurtaracağım."
Dava avam kamarasına gider.
Karar: İdam.
Daha sonra lortlar kamarası ve kraliçenin onayları vardır sırasıyla. Bu süreçte olanlar malum. Kraliçenin de idamı onaylaması ile darağacı kurulur. Adamı sandalyeye çıkarırlar.
Avukatla göz göze gelen adamın tüm öfkesi bakışlarına yansımıştır. Avukat ise hala son derece sakindir.
Gözleriyle işaret ederek merak etmemesini, onu kurtaracağını anlatmaktadır adama. Adamın ise artık umudu kalmamıştır. Cellat gelir, sandalyeyi iter ve talihsiz adam boynunda iple sallanmaya baslar. O sırada avukat kalabalığı yararak darağacına doğru koşmaya başlar,merakla ne yapacağını anlamaya çalışan celladı bir hamlede geçer, ipi keserek adamı kurtarır. Tabii ortalık ayağa kalkar, bu sefer hem idam mahkumu adam, hem de avukat yakalanır. Avukata bunu neden yaptığı sorulunca cevabı şöyle olur: "Bu adam idam mahkumuydu. Siz de onu idam ettiniz. Adamın ölüp ölmemesi sizi ilgilendirmez, kanunda "idam edilir" yazıyor, "idam edilerek öldürülür" yazmıyor. İdam gerçekleşmiştir." Bunun üzerine kimse adamı tekrar asmaya cesaret edemez, adam belki de haklıdır diye.
Olay karar için yeniden kraliçenin önüne gelir. Kraliçe, zekasından dolayı avukatın iddiasını doğru bulur ve adamı affeder. Bu olaydan sonra, ilgili kanun maddesi değiştirilerek "idam edilerek öldürülür" şeklinde yeniden düzenlenir."
Patty Hewes’ın zekası ve sabrı bu avukatı bile alt edecek nitelikte.
Gerisini siz düşünün artık.
20.05.2010
Comments