Artık anlaşmanın yani iletişimin yolu yazışmaktan geçiyor.
Yazışarak konuşuyoruz.
Sessizce sesleniyoruz karşımızdakilere.
Telefonu çevirmek yerine, ya da buluşalım seninle konuşacaklarım var demek yerine...
İnsanların yazışarak anlaştığı bir dünya kurdular bize. Zorlamayla belki ama kurdular. Hakimiyet tuşlarda.
Mimik de ekleyebiliyoruz hatta görsel olarak. Gülüyor muyuz, ağlıyor muyuz, kızdık mı karşıdakine ya da utandık mı? Hooop! Bir sarı surat ekliyoruz oraya. Tamam mı? Anlaşıldık mı?
Aslında çok tartışılacak konu bu.
Yazının yetmediği durumlar yok mu?
Sarılma gibi mesela. Temas. Bütün gardları indirecek küçücük bir temas...
Konuşamadığımız şeyleri yazmak çoğu zaman çok daha kolay. Yaza yaza birbirine aşık olanlar var mesela. Bir zamanlar çok uçuk gelebilen bu durum, günümüzde iddialı bir gerçek.
Sefertası (Lunchbox) da aynen yazışa yazışa aşık olan bir adam ve bir kadının üzerine kurulu bir film. Aslında, sefertası sisteminin üstüne kurulu demek daha doğru. Hindistan'da 120 yıldır süren böyle bir gelenek (dabbawalla) var. Binlerce kişinin çalıştığı bu sistemde, evlerden sabahtan eşleri, anneleri ya da restoranlar tarafından hazırlanan öğle yemekleri sefer taslarının konulduğu çantalar içinde alınıyor ve iş yerlerine dağıtılıyor. Yemek saati bittiğinde tekrar boşlar toplanıyor, tren, otobüs geri götürülüyor.Not tutmadan, yazmadan, çizmeden. Enteresan olan bu sistemi, Harvard Üniversitesi bile araştırmış, incelemiş; nasıl oluyor da yanlışlık olmuyor diye. Dört milyonda bir olabiliyormuş yalnızca hata. O kadar insandan sadece 1 kişiye yanlış sefertası gidebiliyormuş; yani iki kişiye. Senaryo işte buradan yola çıkarak yazılmış.
Slumbog Millionaire, Life of Pi filmlerinden hatırlayacağınız Irrfan Khan başrolde, yine muhteşem bir oyunculukla. Zaten 2013 Asya Film Festivalinde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü aldı Khan. En İyi Senaryo ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülleri ile birlikte.
Yardımcı erkek rolü de nefis bir karakter.
Bazen yanlış trenler bizleri doğru istasyona ulaştırabiliyor. Kocası tarafından aldatılan bir kadın, karısı hayatta olmayan bir adam arasında dört milyonda bir ihtimalle gerçekleşecek bir tanışma yaşanıyor. Sefer taslarının içine koydukları küçük notlarla yazışıyorlar bir süre. Ama ne notlar! Her biri o kadar doğal, o kadar içten ki. Durdurasın geliyor filmi her not sonunda. Sindiresin geliyor içine...
Bazen dibindeki ile aranda mesafeler vardır, hatta farkına bile varmazsın ya da varmak istemezsin. Bazen kilometrelerce uzaktadır sevdiğin ama dibinde hissedersin.
Peki o kilometrelerce uzakta olan yanına gelmek istediğinde o müthiş büyü acaba bozulacak mı? Kağıt üstüne dökülen o mesafesiz sözler, itiraflar göz göze gelince sinip kalacak mı?
2013 filmleri içindeki en iyilerden biri olan Lunchbox'ı bir seyredin, muhteşem vakit geçireceksiniz.
"Sanırım bize, onlardan bahseden biri olmayınca unutuyoruz" Nasıl? İşte hikayenin özü bunlar.
Fazla söze gerek de yokmuş aslında.
Comentarios