Dün yine vapurdayım, biraz denize, biraz kitabıma biraz da sağa sola bakıyorum çayımı yudumlarken, her zamanki gibi. Sonra bir genç dikkatimi çekiyor, 2 yanımın karşısında; kambur olmuş, elindeki yazılı notlardan ders çalışıyor, doktor olma yolunda. Karı koca var bir de-yüzükler aynı- kadın sözlükten ingilizce çalışıyor, adam telefonunla oynuyor. Sonra başka güzelce ama tombulca bir kıza takılıyor gözüm, en baştan beri telefonda konuşuyor, muhtemel inene kadar da konuşacak. Bir adam var, ayakkabılarına kilitlenmiş bakıyor. Bir çift el ele tutuşmuş, hiç konuşmadan duruyorlar. Bir de çocuk var, bir öne bir arkaya elindeki oyuncak arabayı uçuruyor, uçak gibi. Sonra bir keman bir de yanık bir ses duyuluyor: Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin... Daha yolun yarısındayken genç bir çocuk ayağa kalkıyor, çıkış kapısına yanaşıyor ve beklemeye başlıyor. Ben yaşlarda bir kadın kitap, yaşlıca bir adam kirlenmiş gözlük camlarının elverdiğince gazetesini okuyor. 2 iş arkadaşı adam yan yana uyukluyor. Birden, boşlar diyor görevli, boşları alayım; sonra da hepinizi tekrar kendi dünyanızla baş başa bırakayım...
Günün sözü: İnsan yalnız sözle insandır ve yalnız sözle bağlanırız birbirimize. (Montaigne)
Günün tecrübesi: Kalıplaşmış bir topluluk üyesiysen, seni tanımadan da aynı kalıba baştan sokuyorlar, uğraşma...
Günün Dizisi: The Affair (sezon finali yaptı)
Günün Şarkısı: Day in Day Out ( Diana Krall)
Comments